2030 Hedefi: Daha Güçlü Bir Avrupa Savunma Sistemi 2030 Hedefi: Daha Güçlü Bir Avrupa Savunma Sistemi

Frankfurter Allgemeine gazetesinin aktardığı ortak bildiride, avukatlar, Netanyahu’nun Almanya’da ağırlanmasının hukuki ve etik açıdan kabul edilemez olduğunu belirtti.

Özellikle, Almanya'nın yeni başbakanı olması beklenen Friedrich Merz’in seçim kampanyası sırasında Netanyahu’yu ülkeye davet etme niyetini açıklaması ve seçimi kazandıktan sonra kendisiyle telefon görüşmesi yapması eleştirildi. Hukukçular, Merz’in bu tutumunun Almanya’nın uluslararası hukuk çerçevesinde üstlendiği yükümlülüklere aykırı olduğunu vurguladı.

İfade Özgürlüğü Tartışması: BM Raportörüne Engel

Almanya'daki üniversitelerde, Filistin topraklarındaki insan hakları durumunu ele alan BM Özel Raportörü Francesca Albanese'nin konuşmalarının iptal edilmesi de avukatların tepkisini çekti. Albanese, son gezisinde Almanya'nın kendisini susturmaya çalıştığını belirterek, ülkedeki ifade özgürlüğünün giderek daraldığını öne sürdü.

Federal hükümetin Yahudi örgütleriyle ilişkilerden sorumlu temsilcisi Michaela Kuchler, Albanese’nin konuşmalarında "antisemitik içerik" bulunduğunu iddia ederek yasaklamaları savundu. Ancak hukukçular, bu tür engellemelerin akademik özgürlüğe zarar verdiğini ve Almanya’nın tarafsızlık ilkesine aykırı olduğunu ifade etti.

Almanya’nın ICC Kararına Uyma Yükümlülüğü

Almanya, ICC'nin savaş suçları iddiasıyla Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında verdiği tutuklama emrine hukuken uymak zorunda. Mahkeme, İsrail liderlerinin özellikle "açlığı bir savaş yöntemi olarak kullanarak" ve Filistinli sivilleri "kasıtlı olarak hedef alarak" insanlığa karşı suçlar işlediğine dair yeterli delil bulunduğunu açıkladı.

Ancak Almanya dahil birçok Batılı ülke, ICC’nin Kasım 2024'te verdiği bu karar karşısında net bir tutum sergilemedi. Almanya'nın tutuklama emrini yerine getirip getirmeyeceği konusunda henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Avrupa’nın uluslararası hukuka bağlılığının bir testi olarak görülen bu süreç, ülkenin diplomatik ilişkilerini de etkileyebilecek önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.