SPD ve CDU arasındaki koalisyon görüşmeleri sürerken, milletvekilleri Bundestag başkanlığına CDU’dan Julia Klöckner’i seçti.
Klöckner, 382 oy alarak SPD’li selefi Bärbel Bas’ın yerini aldı. Bundestag başkanlığı, ülkenin protokol sıralamasında Federal Cumhurbaşkanı'ndan sonra ikinci en yüksek mevki olarak kabul ediliyor. Ancak bu pozisyonun yetkileri daha çok törensel olduğu için asıl karar alma yetkisi şansölye ve kabinesinde bulunuyor. Klöckner, seçildikten sonra yaptığı konuşmada, "Bu oyu memnuniyetle kabul ediyorum ve bana duyduğunuz güven için teşekkür ederim" dedi.
Parlamentoda Tartışmalar ve Ukrayna Meselesi
Bundestag’ın en uzun süre görev yapan üyelerinden Sol Parti temsilcisi Gregor Gysi, açılış konuşmasında Almanya’nın Ukrayna politikasına değindi. Gysi, Ukrayna’da barışı sağlama konusunda farklı görüşler bulunduğunu belirterek, ülkenin savunma harcamalarını artırma kararına karşı çıktı.
Askerî caydırıcılığı savunan siyasetçilerin savaş yanlısı olarak yaftalanmaması gerektiğini vurgulayan Gysi, diplomasiye daha fazla önem verilmesi çağrısında bulundu. Rusya’nın da içinde yer aldığı yeni bir Avrupa güvenlik mimarisi oluşturulması gerektiğini söyleyen Gysi, "Farklı görüşlere saygı duymayı öğrenmeliyiz" dedi.
Özellikle Almanya’nın Doğu Avrupa’ya yönelik politikalarında tarihi hatalar yapıldığını savunan Gysi, Doğu Almanya’nın birleşme sürecinde "aşağılanmış" hissetmesine neden olan yanlış adımlardan dolayı yeni şansölyenin özür dilemesi gerektiğini söyledi. Ancak bu sözleri yalnızca kendi partisinin milletvekillerinden alkış aldı.
Muhafazakâr CDU’dan Thorsten Frei, Gysi’nin konuşmasının "parlamenter sistemi ilerletmek açısından yetersiz" olduğunu savunarak eleştirilerde bulundu.
Scholz Görevden Ayrılıyor
Yeni Bundestag’ın açılmasıyla birlikte, yasalar gereği mevcut hükümetin de resmi olarak görevden alınması gerekiyor. Bu çerçevede Federal Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, mevcut Şansölye Olaf Scholz ve kabine üyelerine görevden alma belgelerini teslim edecek.
Yeni hükümet kurulana kadar Scholz görevine geçici olarak devam edecek. Ancak, son dönemde siyasette daha arka planda kalan Scholz’un gelecekte ne yapacağı henüz bilinmiyor.
Scholz’un Zorlu Şansölyelik Dönemi
Olaf Scholz’un şansölyeliği, küresel krizler ve iç siyasi gerilimlerle dolu bir dönem oldu. 2021’de sürpriz bir seçim zaferi kazanan Scholz, göreve geldikten kısa bir süre sonra Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle karşı karşıya kaldı. Almanya’nın bu krize yanıtı, Rus petrol ve gaz ithalatını kesmek ve Ukrayna’ya büyük miktarda mali ve askerî yardım göndermek oldu.
Aynı zamanda, ülke içinde artan enflasyon ve ekonomik belirsizliklerle mücadele etmek zorunda kalan Scholz hükümeti, özellikle enerji krizi sırasında kamuoyunun sert eleştirilerine maruz kaldı. Ancak Scholz’un en büyük siyasi darbesi, kendi koalisyon ortaklarından geldi.
Koalisyonun küçük ortaklarından Özgür Demokrat Parti (FDP), vergi indirimleri, ekonomik reformlar ve çevre düzenlemelerinin gevşetilmesi yönündeki taleplerinde ısrarcı oldu. Scholz’un bu taleplere direnmesi üzerine FDP lideri Christian Lindner, koalisyonu zayıflatmakla suçlandı ve sonunda hükümetten ayrıldı.
Bu gelişme, erken seçim kararını tetikledi ve Scholz’un görev süresi dört yıl dolmadan sona erdi. Almanya’da yeni hükümetin nasıl şekilleneceği ve CDU ile SPD arasındaki koalisyon görüşmelerinin nasıl sonuçlanacağı merak konusu olmaya devam ediyor.
