630 üyeli parlamentoda, temsilin özellikle yaş, cinsiyet, meslek ve göçmen kökeni açısından dengesiz olduğu dikkat çekiyor.

Gençlerin, kadınların, işçi sınıfının ve göçmen kökenlilerin yetersiz temsil edilmesi, Almanya’nın "temsili demokrasi" anlayışıyla ilgili önemli bir tartışmayı da beraberinde getiriyor.

Gençler Parlamentoda Azınlıkta

Bundestag'daki 30 yaş altı milletvekili oranı %7,5 ile bir önceki döneme göre artış gösterse de, bu oran genç seçmen oranının (%13) gerisinde kalıyor.

23 yaşındaki Luke Hoss, parlamentonun en genç milletvekili olarak dikkat çekiyor. Sol Parti üyesi olan Hoss, siyasette öncelikle yoksullukla mücadeleyi ele almayı hedefliyor. Bekar bir annenin oğlu olarak büyüyen Hoss, 11.000 avroluk aylık maaşının yalnızca 2.500 avrosunu tutup geri kalanını sosyal girişimlere bağışlayacağını açıkladı.

Hoss, gençlerin karar mekanizmalarında daha fazla yer alması gerektiğini vurguluyor:

"Yaşlıların işlerle ilgilenmesine izin vermemiz gerektiği düşünülüyor. Ama gençlerin sorunlarını gençlerden daha iyi kim temsil edebilir?"

Kadın Temsili Yeterli Değil

Yeni parlamentoda kadın milletvekili oranı %32,5’e düştü, yani üç milletvekilinden biri bile kadın değil.

Almanya, Milletler Ligi Final Dörtlüsüne Adını Yazdırdı Almanya, Milletler Ligi Final Dörtlüsüne Adını Yazdırdı

Bunun nedenlerinden biri, muhafazakar Hristiyan Sosyalist Birliği (CSU) ve aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif (AfD) partilerinin kadın kotasına sahip olmaması. Özellikle AfD’de kadın oranı sadece %12.

Siyaset uzmanı Ursula Münch, bu sorunun kadınların siyasi partilere katılım oranlarının düşük olmasından kaynaklandığını belirtiyor. Ancak Münch’e göre, temsiliyetin birebir toplumun demografik yapısını yansıtması da gerekmiyor:

"Temsil, sadece bire bir yansıtma değil, farklı kesimlerin endişelerini üstlenmek anlamına gelir."

İşçi Sınıfı ve Küçük İşletme Sahipleri Geri Planda

Parlamentoda işçi sınıfından gelen vekillerin oranı sadece %3. Oysa 1949’da, ilk Bundestag’da bu oran %18’di.

Bugün, her beş milletvekilinden biri avukat ve büyük çoğunluğu akademisyenlerden oluşuyor. Siyaset bilimci Münch, partilerin akademisyenleri öne çıkaran bir yapı kurduğunu ve bunun işçi sınıfının siyasete katılımını zorlaştırdığını söylüyor:

"Akademisyenler evden çalışabilir, programlarını esnek yönetebilir. Ancak bir satış elemanı veya kasiyer için bu mümkün değil."

İşçi sınıfının tarihsel olarak güçlü olduğu Sosyal Demokrat Parti (SPD) bile artık ağırlıklı olarak akademisyenler, öğretmenler ve memurların partisi haline gelmiş durumda.

Göçmen Kökenliler de Yetersiz Temsil Ediliyor

Almanya’da göçmen kökenli nüfus %30 iken, bu oran seçmenler içinde %14,4. Ancak Bundestag’da sadece %11,6 ile hala düşük bir temsiliyet var.

Göçmen kökenli vekillerin en fazla bulunduğu parti Yeşiller (%20), en az bulunduğu parti ise AfD (%5,9). Almanya’nın en büyük göçmen topluluğu Türk kökenliler, parlamentoda özellikle Sol Parti’de temsil ediliyor, ancak AfD’de hiç yer almıyor.

Öte yandan, eski Sovyetler Birliği’nden gelen yaklaşık 2 milyon göçmen ise parlamentoda oldukça az temsil ediliyor ve temsil edilenlerin büyük kısmı AfD üyesi.

Temsili Demokrasi Krizde mi?

Yeni Bundestag, demografik olarak Almanya toplumunun birebir yansıması değil. Bu durum, özellikle gençler, kadınlar, işçi sınıfı ve göçmenler açısından ciddi bir temsil açığına işaret ediyor.

Siyaset bilimcilere göre, partilerin daha kapsayıcı politikalar benimsemesi ve farklı sosyal grupların siyasete katılımını teşvik etmesi gerekiyor. Aksi halde, karar alma süreçleri toplumun belirli kesimlerinin çıkarlarına odaklanmaya devam edecek.

Alman parlamentosunun bu çeşitlilik eksikliğini nasıl ele alacağı, ülkenin demokratik geleceği açısından kritik bir mesele olmaya devam ediyor.