CDU/CSU’nun sert göç politikalarını savunması, SPD’nin ise daha kapsayıcı ve sosyal uyum odaklı bir yaklaşımı benimsemesi, bu iki tarafın arasında köklü bir anlayış farkı olduğunu gösteriyor.

CDU/CSU’nun Tutumu: Sertleşen Söylemler

Aslında göç konusu, 2021 seçim kampanyasında çok daha merkezi bir yer tutuyordu. Ancak Ukrayna savaşı, enerji krizi ve enflasyon gibi acil gündemler, bu konuyu bir süreliğine gölgede bıraktı. Ancak son aylarda Almanya’ya gelen sığınmacı sayısındaki artış ve bazı yerel yönetimlerin kapasite sınırlarına ulaşması, göç meselesini yeniden siyaset sahnesinin merkezine taşıdı.

Johann Wadephul’un açıklamaları, Birlik partilerinin göç konusunda net tavır alma konusunda kararlı olduğunu gösteriyor. CDU/CSU, özellikle yerel seçimlerde artan göçmen karşıtı tepkileri dikkate alarak, daha kısıtlayıcı bir politika talep ediyor. Bu, hem aşırı sağın oylarını çekmek hem de seçmenlerin güvenini yeniden kazanmak adına stratejik bir hamle olarak yorumlanabilir.

Almanya'ya  Avrupa Adalet Divanı'ndan Şok Ceza Almanya'ya Avrupa Adalet Divanı'ndan Şok Ceza

SPD’nin Duruşu: Kırmızı Çizgiler ve Sosyal Sorumluluk

SPD ise, insan hakları ve entegrasyon konularında daha esnek ve sosyal devlet odaklı bir duruş sergiliyor. Özellikle iş gücü açığı yaşayan Almanya’nın kontrollü ve planlı bir göç politikasına ihtiyaç duyduğunu savunan Sosyal Demokratlar, CDU/CSU’nun sert sınır politikalarını destekleme konusunda istekli değil. SPD’li birçok isim, göç konusunda popülist söylemlere prim vermeme çağrısı yapıyor.

Bu durumda, göç meselesi olası bir CDU/CSU-SPD koalisyonunun en hassas başlıklarından biri olacak gibi görünüyor. CDU/CSU göçü kısıtlamayı kilit hedef olarak masaya koyarken, SPD sosyal adalet ve entegrasyon vurgusundan taviz vermeye yanaşmıyor. Taraflar arasında nasıl bir denge bulunacağı, koalisyonun dayanıklılığı açısından kritik öneme sahip.

Almanya’nın Geleceği İçin Ne Anlama Geliyor?

Almanya, hem küresel bir iş gücü rekabetinde hem de Avrupa’nın göç politikalarında belirleyici bir ülke. Bu nedenle yeni hükümetin göç konusundaki kararı, sadece iç politika değil, AB’nin genel göç yaklaşımı için de bir sinyal olacak. CDU/CSU’nun daha sert bir tutum alması, Almanya’nın AB göç politikalarında da daha sınır güvenliği odaklı bir çizgiye kayması anlamına gelebilir. SPD’nin ısrarcı olduğu entegrasyon ve kapsayıcılık vurgusu ise, daha insancıl ve sürdürülebilir bir model arayışını öne çıkarıyor.