Ancak aynı zamanda büyük dış politika zorluklarıyla da karşı karşıya kalacak. Bu zorlukların birçoğu, Donald Trump’ın ikinci başkanlık dönemiyle doğrudan bağlantılı. Friedrich Merz, Bundestag'daki konuşmasında, Almanya’nın Avrupa Birliği ve dünya sahnesinde büyük bir sorumluluk taşıdığını vurguladı. Almanya’nın gelecekteki dış politikasında çözülmesi gereken en önemli başlıklar şunlar:

Transatlantik İlişkilerde Belirsizlik

Merz, Amerikan-Alman ilişkilerini güçlendirmeyi amaçlayan Atlantik-Brücke adlı kuruluşun başkanlığını yapmış biri olarak, uzun süredir transatlantik iş birliğine inanıyordu. Ancak Donald Trump’ın ikinci kez başkan seçilmesi ve Ukrayna’daki savaşa yaklaşımı, bu inancı ciddi şekilde sarsmış durumda. Trump’ın Ukrayna'yı savaşın sorumlusu olarak göstermesi ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenski'yi Beyaz Saray’da aşağılaması, Merz’i şok etti. Almanya’nın eski Şansölyesi Angela Merkel de Trump ile zorlu bir ilişki yaşamıştı. Merz, Merkel’in politikalarına mesafeli dursa da, kendisi ile Trump arasında yakın bir diyalog kurulmasının zor olacağını düşünüyor.

Ukrayna’ya Destek Artacak mı?

Merz, Ukrayna için en az 3 milyar avro ek askeri destek sağlanması yönünde baskı yapıyor. Bundestag’ın borç frenini gevşetmesiyle birlikte bu fonun tahsis edilmesi bekleniyor. Ancak, ABD yardımlarının azalması durumunda Avrupa’nın bu açığı kapatması gerekecek ve Almanya’nın Ukrayna’ya sağladığı desteğin çok daha büyük meblağlara ulaşması muhtemel.

Merz’in gündeminde tartışmalı bir konu daha var: Ukrayna’ya uzun menzilli Taurus seyir füzelerinin teslim edilmesi. Merz bu fikri desteklerken, mevcut Şansölye Olaf Scholz’un liderliğindeki Sosyal Demokrat Parti (SPD) bu talebe her zaman karşı çıktı. SPD’nin yeni hükümette nasıl bir tutum alacağı merak konusu.

Almanya'nın Prestijli Leibniz Ödülü 40. Yılında Sahiplerini Buldu Almanya'nın Prestijli Leibniz Ödülü 40. Yılında Sahiplerini Buldu

NATO ve Avrupa Savunma İş Birliği

Merz, Trump’ın liderliğindeki ABD’nin NATO’nun güvenlik taahhütlerine bağlı kalıp kalmayacağından emin değil. Bu nedenle, Almanya’nın Avrupa’daki savunma iş birliğini güçlendirmesi gerektiğini savunuyor. Özellikle Fransa ve İngiltere gibi nükleer güçlerle ortak bir güvenlik stratejisi oluşturmanın kritik olduğuna inanıyor.

Almanya’da seçimlerin ardından Merz, Avrupa’nın "ABD’den gerçek anlamda bağımsızlık kazanmasını" mutlak bir öncelik olarak tanımladı. Bu, Avrupa’nın kendi askeri kapasitesini güçlendirmesi ve NATO’nun yanında bağımsız bir güvenlik politikası yürütmesi gerektiği anlamına geliyor.

Avrupa Birliği ile Gerilim ve İş Birliği Arayışı

Merz, Olaf Scholz hükümetini Avrupa’daki iş birliğini ihmal etmekle suçluyor ve özellikle Almanya’nın en yakın ortakları olan Fransa ve Polonya ile ilişkilerinin zarar gördüğünü düşünüyor. Ancak bu ilişkileri onarmak kolay olmayacak. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, içeride ciddi siyasi zorluklarla karşı karşıya. Polonya ise Avrupa yanlısı yeni lideri Donald Tusk’un yönetiminde olmasına rağmen, Berlin ile yakın bir ilişki içinde değil.

Merz’in hedefi, Almanya’yı Avrupa sahnesinde daha güçlü bir konuma getirmek. Ancak AB genelinde şüpheciliğin ve sağ popülist hareketlerin yükselişi, bu çabayı zorlaştırıyor.

Ticaret Politikası: ABD ve Çin ile Zor Kararlar

Trump yönetiminin Avrupa mallarına ithalat tarifeleri getirme ihtimali, Almanya için büyük bir ekonomik tehdit oluşturuyor. Almanya, ihracata dayalı bir ekonomi olduğu için, transatlantik ticaretin bozulması Alman sanayisi için ağır sonuçlar doğurabilir. Avrupa Birliği, transatlantik ticaretten sorumlu olduğu için Almanya’nın tek başına hareket etme şansı yok. Ancak Berlin, Brüksel’e baskı yaparak bir ticaret savaşının önüne geçmeye çalışacak.

Çin ise Almanya için ayrı bir ekonomik mücadele alanı. Berlin ve Brüksel'deki bazı politikacılar, Çin ile ticari bağları güçlendirme çabasında. Ancak Çin, elektrikli araç sektöründe Avrupa pazarına güçlü bir giriş yaptı ve Alman otomobil ihracatını zorluyor. Avrupa Birliği, Çin’in elektrikli araçlarına karşı pazar koruma önlemleri alırken, Almanya bu kısıtlamaların ihracatı olumsuz etkilememesi için dikkatli bir denge politikası yürütmek istiyor.

Friedrich Merz, geçmişte Çin'e karşı eleştirel bir tutum takınmış ve Şansölye Scholz’un Pekin ile yakın ilişkisini eleştirmişti. Ancak, yeni hükümetin Çin ile ilişkilerde nasıl bir yol izleyeceği henüz net değil.

Friedrich Merz Almanya’nın Geleceğini Şekillendirmeye Hazırlanıyor

Merz, hem ABD ile gerilimlerin arttığı bir dönemde transatlantik ilişkileri yönetmek hem de Avrupa'nın güvenlik ve ticaret politikalarını şekillendirmek gibi büyük bir sorumluluğa hazırlanıyor. Almanya’nın dış politikası önümüzdeki dönemde, Ukrayna’daki savaş, NATO’nun geleceği, Avrupa Birliği içindeki dengeler ve Çin ile ekonomik rekabet gibi birçok kritik başlık altında şekillenecek. Merz’in bu zorluklara nasıl yanıt vereceği, Almanya’nın uluslararası sahnedeki konumunu belirleyecek.