Almanya

Almanya’da Enflasyon Şubat Ayında Yüzde 2,3’te Sabit Kaldı

Almanya’nın enflasyon oranı, Şubat ayında yüzde 2,3 seviyesinde sabit kaldı.

Almanya’nın enflasyon oranı, Şubat ayında yüzde 2,3 seviyesinde sabit kalarak, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) önümüzdeki hafta gerçekleştireceği toplantıda faiz indirimi kararı alması için zemin hazırladı. Federal İstatistik Ofisi Destatis tarafından açıklanan ön veriler, bu oranın, piyasa beklentileriyle büyük ölçüde uyumlu olduğunu ortaya koydu.

Avrupa’nın en büyük ekonomisi konumundaki Almanya’da, enerji fiyatları bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,8 gerilerken, gıda fiyatları ise yüzde 2,4 artış gösterdi. Değişken gıda ve enerji fiyatları hariç tutulduğunda hesaplanan çekirdek enflasyon ise Ocak ayında kaydedilen yüzde 2,9 seviyesinden yüzde 2,6’ya geriledi.

Çekirdek Enflasyondaki Yavaşlama ECB’nin Gündeminde

Çekirdek enflasyondaki bu yavaşlama, ECB’nin yakından takip ettiği veriler arasında yer alıyor. Uzun süredir fiyat istikrarını sağlamak amacıyla faiz artırımlarına yönelen banka, son dönemde odağını zayıflayan avro bölgesi ekonomisini canlandırma ihtiyacına çevirmiş durumda. Almanya’dan gelen veriler, bu denge arayışında kritik bir rol oynayacak.

Uzmanlardan Değerlendirmeler

Deutsche Bank Ekonomisti Sebastian Becker, çekirdek enflasyondaki bu düşüşü olumlu bir sinyal olarak nitelendirirken, aynı zamanda bu durumun Almanya’nın zayıf ekonomik performansını da yansıttığını belirtti. Becker’a göre, özellikle endüstriyel mallar ve makine fiyatlarındaki baskının azalması, çekirdek enflasyondaki gerilemede etkili oldu.

Öte yandan, Kamu Kredi Kuruluşu KfW’nin Ekonomisti Stephanie Schoenwald, bu verilerin ECB’nin önümüzdeki hafta alacağı faiz kararı açısından belirleyici olabileceğini vurguladı. Schoenwald’a göre, enflasyon dinamiklerindeki bu zayıflama, ECB’yi daha gevşek bir para politikası izlemeye teşvik edecek ve Mart ayında bir faiz indirimi olasılığını güçlendirecek.

Ekonomi Politikalarında Yeni Dönem Sinyali

Almanya’daki enflasyonun kontrol altına alınması, ancak ekonomik büyümenin zayıf seyretmesi, ECB’nin önümüzdeki dönemde daha dengeli bir yaklaşım benimsemesini gerektiriyor. Özellikle sanayi üretimindeki durgunluk ve zayıf iç talep, enflasyonun kalıcı olarak düşmesini sağlarken, bu durumun ekonomik toparlanma üzerindeki etkisi yakından izleniyor.

ECB’nin Mart toplantısı, hem avro bölgesi ekonomisinin geleceği hem de küresel piyasalara vereceği mesajlar açısından önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor.