Yeşiller Partisi üyesi ve İstihbarat Komitesi Başkanı Konstantin von Notz, Cuma günü Financial Times’a verdiği demeçte, Alman kamuoyunun “seçimlerimizin zaten manipüle edildiğini ve bu manipülasyonun başarılı olduğunu” kabul etmesi gerektiğini savundu. Von Notz, seçimlerde aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin rekor düzeyde 152 sandalye, aşırı solcu Die Linke partisinin ise 64 sandalye kazandığına dikkat çekti.
Von Notz, "Sağ ve sol uçtaki aşırı partilerin, yalnızca Almanya’da değil, Batı demokrasilerinin tamamında güçlendiğini görüyoruz. Elbette bu durum, yabancı müdahale etkisiyle de bağlantılı. Bu oldukça açık bir gerçek. Hukukun üstünlüğünü ve özgürlüğümüzü korumak istiyorsak, bu tehdit karşısında kararlı ve net bir duruş sergilemeliyiz,” ifadelerini kullandı.
Hükümetten Net Yanıt: Seçim Süreci Manipüle Edilmedi
Von Notz’un açıklamalarına yanıt veren Federal İçişleri Bakanlığı Sözcüsü, Recorded Future News’a yaptığı açıklamada, “Federal seçim sürecinde herhangi bir yabancı müdahaleye rastlanmadı. Kağıt tabanlı oy kullanma sistemi sayesinde seçimlerin bütünlüğü konusunda hiçbir şüphe yok” dedi.
Bakanlık, seçim sürecinin manipülasyonu ile seçim öncesi propaganda döneminde yürütülen bilgi operasyonları arasındaki ayrımın doğru yapılması gerektiğini vurguladı. Bu kapsamda, seçim öncesinde yabancı aktörlerin özellikle kamuoyunu etkilemeye yönelik yoğun girişimlerde bulunduğu kabul edilse de, bu çabaların sandık sonuçlarını doğrudan etkileyecek düzeye ulaşmadığı belirtildi.
Rusya’nın Gizli Bilgi Operasyonları
Bakanlık yetkilisi, Rusya’nın, dezenformasyon kampanyaları ve örtülü etkilişim operasyonları yoluyla seçmen davranışını etkilemeye çalıştığını doğruladı. Bu kampanyaların, demokratik süreçlere olan güveni sarsmayı ve seçmenleri yönlendirmeyi hedeflediği ifade edildi. Ancak yetkili, “Bu girişimlerin etkisi genel olarak sınırlı kaldı” dedi. Alman istihbarat birimlerinin, seçimlerden birkaç ay önce, özellikle de oylama günü öncesinde, kamuoyunu bu tür müdahalelere karşı uyardığı hatırlatıldı.
Sahte Videolar ve Bilgi Savaşı
Seçimlerden hemen önce, Rusya bağlantılı Storm-1516 grubu tarafından yürütülen bir dezenformasyon kampanyası tespit edilmişti. Bu kampanya kapsamında, sosyal medyada yayılan sahte videolarda, AfD’nin oy pusulalarında yer almadığı veya AfD’ye verilen oyların imha edildiği iddia edilmişti. Yetkililer, bu tür içeriklerin özellikle AfD seçmenleri arasında güvensizlik ve öfke yaratma amacı taşıdığını belirtti.
Etkiyi Ölçmek Zor, Tartışmalar Sürüyor
Seçimlere yönelik yabancı etkilerin gerçekten ne ölçüde başarıya ulaştığı konusu, yalnızca Almanya’da değil, birçok ülkede tartışmalı bir mesele olmayı sürdürüyor. Uzmanlar, bu tür operasyonların etkisinin abartılmasının bile müdahale eden aktörlerin lehine çalışabileceği konusunda uyarıyor.
Öte yandan, bu etkilerin somut olarak nasıl ölçülebileceğine dair güvenilir bir yöntem bulunmaması da eleştirilerin hedefinde. 2019 yılında, İngiliz Parlamentosu’nun dezenformasyon ve sahte haberler üzerine yürüttüğü soruşturma raporunda, hükümetlerin bu alandaki yetersizliğine dikkat çekilmiş, “Başarılı bir müdahalenin geriye dönük olarak tanımlanması imkânsızdır” ifadesine yer verilmişti.
Demokrasiye Yönelik Tehdit Sürüyor
Alman hükümeti, seçim güvenliğini korumak adına siber savunma kapasitesini güçlendirmeye ve dezenformasyon kampanyalarına karşı daha proaktif önlemler almaya devam edeceklerini vurguluyor. Ancak bu süreçte, özgürlükçü değerlerle güvenlik tedbirleri arasındaki hassas dengenin korunmasının da kritik öneme sahip olduğu belirtiliyor.