Türk Tabipler Birliği’nin (TTB) verilerine göre, son beş yılda yaklaşık 10.000 hekim yurt dışına göç etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2022 yılında doktorlar hakkında sarf ettiği “Gidiyorlarsa gitsinler” ifadesinin ardından geçen üç yılda, beyin göçü hız kazandı. TTB, açıkladığı son beş yıllık bilançoyla bu sürecin giderek arttığını vurguladı. Hekimlerin yurt dışında çalışmayı tercih etmesi, sağlık sektöründe önemli bir kayıp olarak değerlendiriliyor. Artan bu eğilim, sağlık sisteminde yaşanan sorunlar ve çalışma koşullarındaki memnuniyetsizliklerle ilişkilendirilerek dikkat çekici bir durum olarak görülüyor.
TTB’nin açıkladığı verilere göre, 2020 yılından itibaren Türkiye’den özellikle Avrupa ülkelerine yönelik doktor göçünde belirgin bir artış yaşanıyor. 2024 yılında, yurt dışında çalışabilmek için gerekli olan iyi hal belgesini almak üzere TTB’ye başvuran hekim sayısının 2.692 olduğu bildirildi. Bu rakam, son yıllarda giderek hız kazanan beyin göçünün boyutlarını gözler önüne seriyor.
Yetişmiş tıp doktorlarının yurt dışında çalışmayı tercih etmelerinin temel nedenleri arasında, beş dakikada bir hasta muayene etmek zorunda kalmaları, buna karşın yetersiz maaş almaları, uzun çalışma saatleri ve bu yoğunluk nedeniyle sosyal yaşamdan uzak kalmaları yer alıyor. Özellikle doktor başına düşen hasta sayısının fazlalığı, hekimlerin mesleklerini gerektiği gibi icra etmelerini ciddi şekilde zorlaştırıyor.
Bu durum sadece doktorların iş yükünü artırmakla kalmıyor, aynı zamanda sağlık hizmetlerinin kalitesini de olumsuz etkiliyor. Hekimler, yoğun iş temposu nedeniyle hastalarına yeterli zamanı ayıramazken, bu durum hastalar ve doktorlar arasında gerginliklere yol açabiliyor. Yurt dışında daha iyi çalışma şartları ve yaşam kalitesi arayan doktorların sayısının artması, Türkiye’deki sağlık sektörünü zayıflatırken, bu göçün nedenleri üzerinde ciddi bir şekilde durulması gerektiğini ortaya koyuyor. Sağlık çalışanlarının motivasyonunu artıracak düzenlemeler yapılmadıkça, doktor göçü devam edecek gibi görünüyor.
Henüz tıp fakültesinde eğitim gören pek çok öğrenci, yurt dışında çalışmayı hedefleyerek Almanca dil kurslarına yoğun ilgi gösteriyor. Bu durum, doktor göçünün yalnızca mezun hekimlerle sınırlı kalmadığını, geleceğin doktorlarını da etkilediğini açıkça ortaya koyuyor. Aynı zamanda, tıp fakültelerindeki eğitim kalitesinin de bu süreçten olumsuz etkilendiği dikkat çekiyor.
Sağlık Bakanlığı’nın hekimlerin sorunlarına duyarsız kalması, doktorların maruz kaldığı şiddetin devlet tarafından yeterince ciddiye alınmaması ve şiddet uygulayan hasta yakınlarına karşı etkili cezai yaptırımların uygulanmaması, doktor göçünün en önemli nedenleri arasında yer alıyor.