Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), 2025 yılının ilk toplantısında politika faizini %45 olarak belirledi. 2024 yılını faiz indirimleriyle kapatan Merkez Bankası, 2025’e de faiz indirim kararıyla başladı. Uzmanlar, bu kararın ardından gelecek toplantılarda da faiz oranlarında kademeli bir düşüş yaşanacağı öngörüsünde bulunuyor.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) politika faiz oranında yaptığı bu değişiklik, ekonomide önemli etkiler yaratması bekleniyor. Faiz indirimleri genellikle ekonomik büyümeyi teşvik etmek için alınan bir önlemdir. Daha düşük faiz oranları, kredi maliyetlerini azaltarak bireylerin ve işletmelerin borçlanmasını kolaylaştırır. Bu da tüketim ve yatırım harcamalarını artırarak ekonomide genişleme yaratır.  Ancak, düşük faiz politikası enflasyonist baskılara yol açar ve döviz kurları üzerinde yukarı yönlü bir etki de yaratabilir.

Bu tür kararlar, özellikle Türkiye gibi enflasyon oranının yüksek seyrettiği ekonomilerde tartışma yaratıyor. Bir yandan büyümeyi desteklemek isteyen bir Merkez Bankası politikası, diğer yandan fiyat istikrarını sağlamaya çalışan bir ekonomi yönetimi arasında bir denge kurmak zorlaşıyor.

TCMB’nin kararında, küresel ekonomik görünüm ve Türkiye’nin büyüme hedeflerinin yanı sıra, enflasyondaki olası düşüş beklentilerinin etkili olduğu söylenebilir.  Bununla birlikte, bu faiz indiriminin piyasalarda ve tüketici güveninde nasıl bir etki yaratacağı, ilerleyen aylarda daha net görülecektir.

Scholz, Ukrayna Sorununu "Kahve Molası" Taktiği ile Çözdü Scholz, Ukrayna Sorununu "Kahve Molası" Taktiği ile Çözdü

Merkez Bankası’nın açıklamasında, önceki karar metinlerinde yer alan “aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana kadar sıkı para politikası duruşu sergilenecektir” ifadesinin bu ayki metinden çıkarıldığı dikkat çekti. Bunun yerine, politika metnine yapılan değişiklikle birlikte, sterilizasyon araçlarının kullanımına yönelik ek tedbirler alınabileceği mesajı verildi.

Açıklamada, likidite koşullarının yakından izleneceği ve stres dönemlerinde sterilizasyon araçlarının ek önlemlerle etkili şekilde kullanılmaya devam edileceği belirtildi. Bu ifadeler, Merkez Bankası’nın gerektiğinde piyasa koşullarına göre esneklik gösterebileceği ve finansal istikrarı sağlama konusunda kararlı olduğu şeklinde yorumlandı.

Metindeki bu değişiklikler, para politikasında daha esnek bir duruş sergilenebileceğine işaret ederken, aynı zamanda likidite yönetimi ve finansal araçların kullanımı konusundaki proaktif yaklaşıma vurgu yapıyor. Bu adımlar, hem enflasyonla mücadelede hem de piyasa koşullarının yönetiminde bankanın alacağı kararların yol haritasını şekillendirecek önemli bir mesaj niteliği taşıyor.