Geçtiğimiz eylül ayında yüzde 0,8 olarak öngörülen büyüme oranı, son gelişmeler ışığında yüzde 0,1’e düşürüldü. Bu keskin düşüşte, ABD’nin uyguladığı ve potansiyel olarak yeniden gündeme gelebilecek olan gümrük tarifelerinin etkisi büyük rol oynuyor.
Askıya Alınan Tarifeler Bile Endişe Yarattı
ABD Başkanı Donald Trump’ın 2 Nisan’da duyurduğu ve kısa bir süre sonra askıya aldığı ek tarifeler, şimdilik doğrudan etki yaratmasa da, Alman ekonomisi üzerindeki belirsizlikleri artırdı. Çelik, alüminyum ve otomobiller gibi stratejik ürünlere getirilen ilk tarifeler hâlihazırda Almanya’nın ihracatına zarar verirken, yeni gümrük vergilerinin yeniden gündeme gelmesi ihtimali, ekonomik tahminleri olumsuz yönde etkiliyor.
RWI-Leibniz Ekonomi Araştırmaları Enstitüsü Araştırma Direktörü Torsten Schmidt, “ABD’nin korumacı ticaret politikaları ve artan jeopolitik gerginlikler, zaten kırılgan olan Alman ekonomisini daha da zorluyor” açıklamasında bulundu. ABD, Almanya’nın en büyük ticaret ortaklarından biri olmaya devam ederken, özellikle otomotiv, makine ve kimya sektörleri bu tür dışsal şoklara karşı son derece hassas durumda.
Ekonomik Rüzgarlar ve Yapısal Zayıflıklar
Almanya’nın büyüme tahminlerinde yaşanan bu dramatik düşüş, sadece dış ticaretle sınırlı değil. Ülke, bir süredir yapısal sorunlarla mücadele ediyor. Enstitüler, vasıflı iş gücü eksikliği, Çin’in yükselen rekabeti ve karmaşık vergi-bürokrasi sisteminin ekonomik potansiyeli kısıtladığını belirtiyor.
Ekonomik analizlere göre, mevcut darboğaz yalnızca kamu harcamalarının artırılmasıyla aşılabilecek nitelikte değil. Almanya’nın potansiyel üretim kapasitesini artıracak yapısal reformlara acilen ihtiyaç duyduğu vurgulanıyor.
Üst Üste Üçüncü Yıl Resesyon Riski
Ekonomik düşünce kuruluşları, büyümedeki zayıflamanın Almanya’yı üst üste üçüncü kez durgunluk tehlikesiyle karşı karşıya bırakabileceği konusunda uyarıyor. Küresel ticaretteki gerginliklerin sürmesi, özellikle de ABD ile ilişkilerde yeni bir gerilim dalgasının yaşanması halinde, Avrupa’nın en büyük ekonomisi ciddi bir sınavla karşı karşıya kalabilir.
Belirsizliklerin gölgesinde hazırlanan bu ekonomik tablo, Berlin yönetimi için de önemli bir uyarı niteliğinde. Ekonomik göstergeler ve uluslararası ilişkilerdeki dalgalanmalar, yeni bir politika vizyonunun gerekliliğini her zamankinden daha fazla ortaya koyuyor.