Almanya'nın muhalefet lideri Friedrich Merz, şansölye seçilmesi durumunda sıkı sınır kontrolleri uygulamayı vaat ettiği için eleştirilerin odağında bulunuyor. Merz, bu önerisini, bir sığınmacının gerçekleştirdiği iddia edilen ölümcül bıçaklı saldırıyı gerekçe göstererek savundu.

Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) lideri Friedrich Merz, perşembe günü Almanya'nın göç politikasına dair beş maddelik bir plan sundu. Bu plan, geçerli belgeleri olmayan tüm mültecilere "giriş yasağı" getirilmesini ve ülkenin sınırlarının kalıcı olarak kontrol edilmesini öngörüyor. Merz, bu planı, Bavyera'nın Aschaffenburg kentinde yaşanan ve iki kişinin hayatını kaybetmesine, üç kişinin ise yaralanmasına yol açan bir saldırıdan bir gün sonra açıkladı.

Geçenlerde gözaltına alınan şüpheli, psikiyatrik sorunları ve şiddet geçmişi bulunan, bir ay önce Almanya'yı gönüllü olarak terk etmeyi planlayan 28 yaşında bir Afgan mülteciydi. Bu durum, Friedrich Merz'in sunduğu göç planının ardından büyük bir tartışma yarattı.

Birçok politikacı, Merz'in önerdiği planı yasal açıdan sorunlu ve pratikte uygulanabilir olmayan bir yaklaşım olarak eleştiriyor. Ayrıca, bu planın göç ve iltica yasalarıyla, Cenevre Sözleşmesi ve Avrupa Birliği'nin serbest dolaşım ilkesine aykırı olduğuna dikkat çekiyorlar. Eleştiriler, Merz'in planının Almanya'nın uluslararası anlaşmalarla uyumlu olup olmadığını sorguluyor.

Antalyalı Gençler Barış İçin Almanya Yolunda Antalyalı Gençler Barış İçin Almanya Yolunda

Saarland Eyalet Valisi Anke Rehlinger, Almanya'nın göç politikasında Avrupa ile uyumlu bir yol izlemesi gerektiğini vurguladı. Sosyal Demokrat Partili (SPD) politikacı, Stern dergisine verdiği röportajda, “Ortak bir Avrupa iltica politikasına ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.

Bu tartışmalar sürerken, ülkenin en büyük polis sendikası, Almanya'nın sınırlarını kalıcı olarak kontrol etme planının pratikte uygulanabilir olmadığını belirtti. Sendika, böyle bir yaklaşımın mevcut polis gücüyle sürdürülemez olduğunu savundu.

Sendika temsilcisi Andreas Robkopf, MDR radyosunda yaptığı açıklamada, “3.800 kilometrelik bir sınırı sürekli kontrol altında tutmak mümkün değil,” ifadelerini kullandı. Robkopf, bu tür bir planın uygulanabilirliği konusunda ciddi şüpheler olduğunu belirtti.

Öte yandan Almanya’da 23 Şubat’ta yapılacak erken federal seçimler yaklaşırken, anketler Hıristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) az bir farkla önde olduğunu gösteriyor. Mevcut Şansölye Olaf Scholz’un partisi Sosyal Demokratlar (SPD), son anketlerde aşırı sağcı Almanya için Alternatif’in (AfD) gerisine düşerek üçüncü sıraya geriledi.