Ahraz Kitleler...
AHRAZ KİTLELER...
Yorgunluktan bitap düşmüş kaldırım çocukları.
Bir faninin peşinde beyni aç koca koca yığınlar.
Delicesine varlık kaygısı duyan alaca yakalıklı.
Beton mabetler önünde yakarış budalasılar.
Ömrü kargadan az ortalama seksen takvim yılı.
Doğaya acımasız, açgözlü termit karıncalar.
Yol olur, kılavuz olur zalime, varsa bir çıkarı.
Ağ örerler yusufcuğa, kin zehirli tarantulalar.
Mevcut zaman lehlerine işleyen değirmen taşı.
Hakikate düşman, yalana gönüllü kulluktalar.
Öbek öbek her gül bahçesini saran ayrık otları.
Bir gönlü güzel bahçıvan görse kudurmaktalar.
Bilim, felsefe dar kafaların en büyük düşmanı.
Nerede bir iyilik varsa canhıraş saldırmaktalar.
Acıyla beslenen kan emici bataklık yarasaları.
Bütün yüce medeniyeti ilmik ilmik sarmaktalar.
Yüce gönüllü, iyilik ve güzelliğin yol arkadaşları.
Birer birer köşelerde başak gibi sararmaktalar.
Şimdi bu sağır ve dilsiz, ahraz, çapsız yığınları.
Bir avuç hakikat ozanı azimle aydınlatmaktalar.
Tabi çıkacak gece sabaha, göreceğiz şafağı.
Dikilen fidanlar çoktan kök verdi, topraktalar.
Yüreği sevgi dolu bilgeler, gözleri kan çanağı.
Ayışığında yol bulmak için daim çalışmaktalar.
Bilinir gizlenenler, bilinir gerçek, tam zamanı.
Örtüler çoktan tutuştu, alev alev yanmaktalar.
Av.Yusuf AKIN/22.03.2023/İzmir