Bundeswehr’in asker ihtiyacını karşılamakta zorlanması ve mevcut güvenlik tehditlerinin artması, hükümeti bu yönde kapsamlı bir yeniden yapılanmaya itiyor. Yeni model, zorunlu askerlikten ziyade gençleri teşvik etmeye yönelik yapısıyla dikkat çekiyor.

İsveç Modeli Almanya’ya Örnek Oluyor

Yeni kurulan koalisyon hükümeti, askerlik hizmetinin gönüllü temelde yeniden hayata geçirilmesini savunuyor. Özellikle Savunma Bakanı Boris Pistorius’un öncülük ettiği bu yaklaşımda, İsveç’te uygulanan sistem örnek alınıyor. Bu modele göre, belirli bir yılda 18 yaşına giren tüm bireylere bir anket gönderilecek. Erkekler için zorunlu, kadınlar için gönüllü olan bu anket, katılımcıların hem sağlık durumu hem de hizmete gönüllülüğü gibi temel kriterleri ortaya koyacak. Anket sonuçları, kimlerin askeri fizik muayeneye çağrılacağını belirlemede kullanılacak.

Bakan Pistorius, bu sistemin amacının yalnızca fiziksel olarak uygun olanları değil, aynı zamanda gerçekten istekli olan bireyleri de belirlemek olduğunu vurguluyor. Böylece 2011 yılında son verilen askerlik yükümlülüğünün ardından ortadan kalkan “askeri kayıt sistemi” de modernize edilerek yeniden kurulmuş olacak.

SPD'den Jens Spahn'a Afd Tepkisi: “Çirkin ve Tehlikeli” SPD'den Jens Spahn'a Afd Tepkisi: “Çirkin ve Tehlikeli”

Askeri Kayıt Sistemi Kriz Hazırlığının Anahtarı Olarak Görülüyor

Savunma Bakanı Pistorius’a göre, kayıt sistemi olmaksızın bir kriz anında kimin askere çağrılacağı bilinemez. Bu nedenle, yaş, sağlık durumu, eğitim düzeyi, mesleki yeterlilikler ve varsa askeri deneyimler gibi bilgilerin sistematik biçimde toplanması büyük önem taşıyor. Hedeflerden biri de askerlik hizmetini daha cazip hale getirmek. Koalisyon anlaşmasında bu vizyon, “zorlu görevler ve mesleki nitelik kazanma fırsatları sayesinde orduya katılım isteği artacaktır” şeklinde ifade ediliyor.

Zorunlu Askerlik Geçmişte Kaldı, Yeni Güvenlik Tehditleri Gündemde

Almanya’da 1957 ile 2011 yılları arasında zorunlu askerlik uygulandı. Ancak Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve uluslararası görevlerin ön plana çıkmasıyla birlikte, kısa süreli askerlik hizmeti veren birliklerin stratejik önemi azaldı ve 2011 yılında zorunlu askerlik askıya alındı. Günümüzde ise güvenlik algısı kökten değişti. Rusya'nın Ukrayna’ya yönelik saldırıları, NATO üyelerine yönelik karmaşık tehditler ve ABD'nin Avrupa'daki askeri varlığını azaltma ihtimali, Almanya’yı askeri kapasitesini yeniden değerlendirmeye sevk etti.

Yeni hükümet, bu kapsamda yalnızca yeni teçhizat alımını değil, aynı zamanda görevdeki asker sayısının artırılmasını da hedefliyor. Bundeswehr şu an 182.000 civarında aktif askere sahip, ancak pilot, IT uzmanı ve mühendis gibi nitelikli personel açığı ciddi boyutlarda. Sağlanan ücretsiz sağlık hizmeti, üniformalı tren yolculuğu ve çeşitli eğitim imkanlarına rağmen, gençlerin orduya ilgisi sınırlı kalıyor. Alman işgücü piyasasının genelinde yaşanan kalifiye eleman açığı, bu ilgisizliğin başlıca nedenlerinden biri olarak görülüyor.

Gönüllü Askerlikte Kapasite Sınırı da Göz Önünde Bulunduruluyor

Gönüllü askerlik planlarının arkasında, yalnızca ideolojik değil, aynı zamanda pragmatik nedenler de yatıyor. Bundeswehr’in mevcut altyapısı, özellikle barınma ve eğitim tesisleri açısından sınırlı kapasiteye sahip. Şu anda gönüllü askerlik için 15.000 kontenjan bulunuyor ve bunların 10.000’i dolu. Ordu, bu sayıya ek olarak rahatlıkla 5.000 kişilik artış sağlayabileceğini belirtiyor. Bundeswehr Genel Müfettişi Carsten Breuer, geniş kapsamlı bir asker alımının operasyonel hazırlığı sekteye uğratabileceği uyarısında bulunuyor. Breuer’e göre, eş zamanlı olarak hem eğitim hem de NATO'nun doğu kanadındaki operasyonel yükümlülüklerin yerine getirilmesi mümkün değil.

Almanya’nın gelecekteki savunma stratejisi, gönüllü askerlik uygulamasıyla daha dinamik ve esnek bir yapı kurmayı hedefliyor. Ancak bu hedefin başarısı, sadece siyasi kararlılığa değil, aynı zamanda gençlerin orduya güven duyması ve bu mesleği tercih etme isteğine de bağlı olacak.