Son iki yılda, Almanya'dan Türkiye'ye yapılan sınır dışı işlemlerinde çarpıcı bir artış gözlemlendi. Sol Parti'nin soru önergesine yanıt veren Federal Hükümet verilerine göre, geçen sene toplam 1087 kişinin Türkiye’ye sınır dışı edildiği bildirildi. Özellikle 2022 yılında 515, 2023 yılında ise 875 kişinin sınır dışı edildiği kaydedildi. Bu veriler, son iki yıl içerisinde sınır dışı edilenlerin sayısının neredeyse iki katına çıktığını ortaya koyuyor. Bu artış, Almanya’daki göç ve sınır dışı politikalarının ne kadar radikal bir değişim geçirdiğine işaret ediyor.
Buna göre, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, Gürcistan ve Kuzey Makedonya vatandaşlarının ardından, Almanya’dan en çok sınır dışı edilen ülke vatandaşları arasında üçüncü sırada yer alıyor. Türkiye’yi dördüncü sırada Arnavutluk ve beşinci sırada ise Sırbistan izliyor. Bu durum, Almanya’nın sınır dışı uygulamalarında hangi ülke vatandaşlarının daha yoğun olarak hedef alındığını gözler önüne seriyor. Veriler, aynı zamanda Almanya’nın göç politikalarının, ülkedeki siyasi tartışmaların ve kamuoyunun gündeminde önemli bir yer tuttuğunu da ortaya koyuyor. Sınır dışı işlemlerindeki bu artış, uluslararası arenada da yakından izleniyor.
DW Türkçe'nin haberine göre, Sol Parti milletvekili Clara Bünger, Almanya'dan Türkiye'ye yönelik sınır dışı işlemlerinde yaşanan artışın ciddi endişelere yol açtığını belirtti. Bünger, "Nihayetinde Türkiye, muhaliflerin kitlesel bir şekilde hapiste tutulduğu bir ülke" diyerek, bu artışın sadece rakamsal bir yükseliş olmadığını, aynı zamanda temel insan haklarına yönelik ciddi bir ihlal olduğunu vurguladı.
Federal Hükümet'in paylaştığı verilere göre, Almanya geçen yıl toplam 20.084 kişiyi sınır dışı etti; bu rakam, bir önceki yıla göre yüzde 22 oranında artış gösterdi. Bu durum, göç politikaları ve sınır kontrolü konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Öte yandan, Almanya'ya yapılan iltica başvurularında en büyük payı Suriyeliler aldı. Sadece Ocak ayında, 14.920 kişinin iltica başvurusunda bulunduğu ve bu başvuruların yüzde 30,4'ünün Suriyeli vatandaşlara ait olduğu bildirildi.
Bu gelişmeler, Almanya'nın mülteci ve göçmen politikalarının hem yerel hem de uluslararası arenada eleştirilere maruz kaldığını ortaya koyuyor. Bünger'in açıklamaları, mevcut uygulamaların gözden geçirilmesi ve daha adil, insan haklarına uygun politikaların geliştirilmesi gerekliliğine işaret ediyor.