Merkez sağ Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) ve Hristiyan Sosyal Birliği (CSU) ile merkez sol Sosyal Demokrat Parti (SPD) liderleri, müzakerelerde önemli bir aşamaya ulaştıklarını açıkladı.
CDU Genel Başkanı ve Almanya’nın muhtemel yeni şansölyesi Friedrich Merz, görüşmelerin ilerlediğini ancak hâlâ bazı engellerin aşılması gerektiğini belirtti. Merz, tarafların anlaşmaya varma konusunda kararlı olduğunu vurgularken, Bavyera Başbakanı ve CSU lideri Markus Söder ile SPD’nin eş başkanları Lars Klingbeil ve Saskia Esken de müzakerelere dair iyimser mesajlar verdi.
Vergi Politikaları ve Finansman Konusunda Görüş Ayrılıkları
Görüşmelerin en önemli başlıklarından biri, seçim vaatlerinin nasıl finanse edileceği konusu oldu. CDU, kurumlar vergisini gelecek yıldan itibaren düşürmeyi planlarken, SPD bu indirimin 2029’dan itibaren uygulanmasını savunuyor. SPD ayrıca yüksek gelirliler için gelir vergisini artırmayı önerirken, CDU bu düzenlemeye sıcak bakmıyor.
Göç, Emeklilik ve Savunma Politikalarında Farklı Yaklaşımlar
Koalisyon müzakerelerinde göç politikaları da tartışma konusu oldu. CDU ve CSU, sığınmacıların sınırda geri çevrilmesini savunurken, SPD daha insancıl bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini düşünüyor. Ayrıca, emeklilik sisteminin sürdürülebilirliği konusunda CDU, emeklilik yaşının yükseltilmesini desteklerken, SPD mevcut sistemi koruma eğiliminde. Savunma politikaları bağlamında ise CDU, zorunlu askerlik hizmetine geri dönülmesini gündeme getirirken, SPD bu öneriye karşı çıkıyor.
Yeni Hükümetin Kurulması İçin Hedef Tarih Belirlendi
Friedrich Merz, koalisyon görüşmelerinin 20 Nisan’da kutlanacak Paskalya’dan önce tamamlanarak yeni hükümetin kurulmasını hedeflediklerini belirtti. Ancak müzakerelerin karmaşıklığı göz önüne alındığında, Mayıs ayının ilk haftası daha gerçekçi bir tarih olarak değerlendiriliyor. SPD üyeleri, CDU ile varılacak olası bir koalisyon anlaşmasını onaylamak için 10 gün sürecek bir oylama sürecine girecek.
Almanya’nın ekonomik ve güvenlik alanlarında karşı karşıya olduğu zorluklar, yeni hükümetin bir an önce kurulmasını zorunlu kılıyor. Bu süreçte partiler üzerindeki baskı artarken, müzakerelerin sonucu ülkenin siyasi geleceği açısından belirleyici olacak.
