Araştırma fonlarının kesilmesi, siyasi baskılar ve akademik özgürlüğe yönelik tehditler, birçok bilim insanının ABD’yi terk etmeyi düşünmesine neden oluyor. Bu durum, özellikle Almanya gibi bilim ve araştırmaya büyük yatırımlar yapan ülkeler için önemli bir fırsat sunuyor.
Trump’ın Bilim Politikaları Küresel Etkilere Sahip
Trump yönetimi, yalnızca iklim, enerji veya toplumsal cinsiyet çalışmaları gibi belirli alanlara değil, aynı zamanda yapay zeka, biyoteknoloji ve mRNA aşı teknolojileri gibi kritik bilimsel alanlara da baskı uyguluyor. Uzmanlar, bu baskının sadece ABD’yi değil, küresel bilim dünyasını da olumsuz etkileyeceğini vurguluyor.
Helmholtz Derneği Başkanı Otmar Wiestler, ABD'deki araştırmacılara yönelik bu baskının dünya çapında ciddi bilimsel boşluklar yaratabileceğine dikkat çekiyor. ABD’de ilaç geliştirme süreçlerinin yavaşlaması, küresel sağlık araştırmalarını doğrudan etkileyebilir. Aynı şekilde, ABD’nin iklim verileri veya bulaşıcı hastalıklarla ilgili çalışmaları sekteye uğradığında, dünya yeni bir pandemiye karşı daha hazırlıksız hale gelebilir.
Almanya, ABD’den Gelen Araştırmacılar İçin Çekici Bir Alternatif Haline Geliyor
ABD’deki bilim insanlarının yaşadığı belirsizlik, Avrupa ve özellikle Almanya’nın daha fazla uluslararası yeteneği çekmesine yardımcı olabilir. Almanya, köklü araştırma enstitüleri ve güçlü finansman kaynaklarıyla birçok akademisyen için güvenli bir liman sunuyor.
Max Planck Topluluğu Başkanı Patrick Kramer’e göre, ABD’den gelen başvurular son dönemde iki ila üç katına çıkmış durumda. Özellikle Hindistan, Çin ve Güney Kore’den gelen doktora sonrası araştırmacılar da ABD yerine Almanya’yı tercih etmeye başladı.
Almanya ABD’li Bilim İnsanlarını Aktif Olarak İşe Almalı mı?
Bu noktada, Alman araştırma kurumları arasında farklı yaklaşımlar var. Max Planck Derneği gibi bazı kuruluşlar, Almanya’nın bu fırsatı değerlendirmesi gerektiğini düşünüyor. Ancak Helmholtz Derneği ve Leibniz Derneği gibi diğer kurumlar, ABD ile olan bilimsel iş birliğinin korunması gerektiğini savunuyor.
Helmholtz Başkanı Wiestler, "Şu anda ABD'den en iyi araştırmacıların aktif olarak işe alınması çağrısında bulunan seslerin dar görüşlü olduğunu düşünüyorum" diyerek, Almanya’nın bilim dünyasında etik bir duruş sergilemesi gerektiğini belirtiyor. Leibniz Derneği Başkanı Martina Brockmeier de ABD’li araştırmacıları “avlamanın” Amerikan bilimini daha da zayıflatabileceğini ve bunun uzun vadede küresel bilime zarar vereceğini söylüyor.
Bunun yerine, Alman araştırma kurumları, ABD’deki akademisyenlerle daha güçlü iş birlikleri kurarak onları desteklemeyi tercih ediyor. Ancak, ABD’deki koşullardan dolayı taşınmak isteyen araştırmacılar olursa, Almanya onları memnuniyetle karşılamaya hazır.
Küresel Bilimde Denge Değişiyor
Trump’ın politikaları, ABD’de akademik özgürlüğü ve bilimsel araştırmaları tehdit ederken, Almanya gibi ülkelerin bilim dünyasındaki rolünü daha da güçlendirebilir. Ancak bu durum, bilimde iş birliğinin ve bilgi alışverişinin önemini daha da artırıyor. Almanya, bir yandan uluslararası yetenekleri çekmeye çalışırken, diğer yandan da ABD ile bilimsel bağlarını koruyarak küresel araştırmaların sürdürülebilirliğini sağlamaya çalışıyor.