Ancak bu planlar, hukukçular ve veri koruma uzmanları tarafından endişeyle karşılanıyor.
Yeni hükümet, soruşturma yetkililerinin vatandaşlar hakkında daha fazla veri toplamasına ve bu verileri çevrimiçi platformlardaki bilgilerle karşılaştırmasına imkan tanımak istiyor. Koalisyon anlaşmasına göre internet bağlantı verileri üç ay süreyle saklanacak, şüphelilerin telefonlarının takibi kolaylaştırılacak ve biyometrik veriler yapay zeka yardımıyla otomatik olarak analiz edilebilecek.
Yapay Zeka ile Görsel Tanıma Heyecan Uyandırıyor
Federal Alman Kriminal Polis Memurları Birliği Başkanı Dirk Peglow, özellikle biyometrik verilerin yapay zeka ile analiz edilmesini olumlu değerlendiriyor. Peglow, "Elimizde çevrimiçi fotoğrafları olan faili meçhul kişileri tespit edebilecek bir teknolojiye ihtiyaç var" diyor ve 2023'te gazetecilerin Berlin’de saklanan bir RAF teröristini yüz tanıma yazılımı ile bulmasını örnek gösteriyor. Bu yöntem, resmi makamlarca kullanılmasa da etkinliğini kanıtlamış durumda.
Ancak mevcut yasal çerçeve, polisin bu tür teknolojileri kullanmasını sınırlıyor. Hükümet şimdi bu sınırlamaları kaldırmayı hedefliyor.
Sivil Haklar Savunucuları ve Hukukçular Kaygılı
Sivil özgürlükleri savunan Cumhuriyetçi Avukatlar Derneği'nden Lukas Theune, önerilen değişikliklerin temel hakları zedeleyebileceğine dikkat çekiyor: “Eğer polise yapay zeka ve biyometrik aramalar yoluyla herkesi izleme yetkisi verilirse, bu uygulamaların münferit olaylarla sınırlı kalmayacağını tarih bize gösteriyor.”
Ceza hukuku uzmanı Maria Gahn da benzer bir uyarıda bulunuyor. Saarbrücken Üniversitesi’nde polis tarafından yapay zeka kullanımını araştıran Gahn, amaç ne kadar meşru olursa olsun, temel haklar ve veri koruma ilkelerinin göz ardı edilemeyeceğini vurguluyor: “Yapay zekanın bir teröristi tespit etmesi önemli olabilir ama bu, teknolojinin genelleştirilmiş biçimde kullanılmasını haklı çıkarmaz.”
Veri Koruma Yasası Göz Ardı Edilmemeli
Gahn’a göre yapılması gereken, teknolojinin yalnızca belirli suç türleri ve özel koşullarda kullanılmasını sağlamak. Ancak koalisyon anlaşmasında bu yönde net bir sınır çizilmediği eleştiriliyor. "Ceza kovuşturması uğruna veri koruması göz ardı edilmemeli," diyor Gahn.
Yapay zekanın uygun alanlarda verimli biçimde kullanılabileceğini belirten Gahn, örnek olarak sadece araç plakalarının otomatik taranmasını gösteriyor. Ancak kişisel verilerin kapsamlı analizine geçilmeden önce, bu verilerin nasıl, ne zaman ve hangi şartlarda kullanılacağına dair açık ve sıkı düzenlemelere ihtiyaç duyuluyor.
