Sivil Haklar Derneği (GFF) ve Democracy Reporting International (DRI), sosyal medya platformu X’i Berlin Bölge Mahkemesi'ne taşıdı. İki kuruluş, X’in paylaşımların erişim istatistikleri, beğeni ve paylaşım sayıları gibi verilere düzenli erişim sağlamadığını iddia ederek, bu durumun şeffaflık açısından sorun yarattığını öne sürdü. Davacılar, 23 Şubat’ta Almanya’da yapılacak erken genel seçimler öncesinde dezenformasyonu izleyebilmek için bu verilere ihtiyaç duyduklarını vurguladı.
GFF ve DRI, Avrupa Birliği'nin Dijital Hizmetler Yasası (DSA) kapsamında, bu tür verilere erişim hakkına sahip olduklarını belirtti. Dijital Hizmetler Yasası, platformların şeffaflık yükümlülüklerini artırmayı hedeflerken, özellikle seçim dönemlerinde bilgi manipülasyonunu önlemeye yönelik düzenlemeler içeriyor. X’in veri erişimindeki kısıtlamaları, seçim güvenliği ve bilgi akışının doğruluğu açısından endişelere yol açıyor. Mahkemenin vereceği karar, benzer davalar için emsal teşkil edebilir.
GFF’nin avukatlarından Simone Ruf, sosyal medya platformlarının gün geçtikçe demokratik seçim süreçlerine zarar veren bir silah haline geldiğini belirtti. Ruf, “Manipülasyon mekanizmalarının şeffaf hale getirilmesi ve platformların bu konuda gerekli önlemleri alması, demokratik sistemlerin korunması açısından son derece önemlidir” diyerek, bu durumun giderek tehlike arz ettiğini vurguladı.
DRI Genel Müdürü Michael Meyer-Resende ise, diğer sosyal medya platformlarının kamu tartışmalarını düzenli olarak izlemek amacıyla kendilerine erişim izni verdiğini ifade etti. Meyer-Resende, “X şirketi, bize erişim izni sağlamayı reddetti. Ancak Avrupa Birliği Dijital Hizmetler Yasası kapsamında, veriye ulaşma hakkımız olduğunu düşünüyoruz. Bu sayede, siyasi kampanyaların sosyal medya üzerindeki gelişimini şeffaf bir şekilde izleyerek kamu yararına katkıda bulunabiliriz” dedi. Her iki yetkili de, platformların hesap verebilirliğinin artırılması ve dezenformasyonla mücadele kapsamında şeffaflık önlemlerinin uygulanmasının, seçim güvenliğinin sağlanmasında kritik rol oynayacağını savundu.
Açıklamalar, sosyal medyanın kamuoyunu bilgilendirme ve demokratik süreci etkileme kapasitesinin göz önüne alınması gerektiğini ve düzenleyici kurumların devreye girmesiyle benzer uygulamaların diğer platformlarda da yaygınlaşabileceğini ortaya koyuyor. Bu düzenlemelerin uygulanması, demokratik sürecin korunması ve seçimlerin şeffaf yürütülmesi açısından kesinlikle elzemdir. Bu durum, özellikle seçim öncesi dönemde dezenformasyonun yayılmasını engellemek adına daha şeffaf ve denetlenebilir bir bilgi akışının sağlanması gerekliliğini gözler önüne seriyor. Mahkemeden gelecek nihai karar, dijital şeffaflığı kesinlikle daha güçlü perçinleyecektir.