Bu merkezler, Dublin Yönetmeliği kapsamında iltica başvuruları başka bir AB ülkesinde değerlendirilen sığınmacıları hızla geri göndermeyi hedefliyor. Ancak Almanya’nın geçmişte bu tür sınır dışı işlemlerinde zorlandığı biliniyor.
Yeni Dublin Merkezleri ve Amaçları
Yeni açılan Eisenhüttenstadt merkezi, yaklaşık 250 kişilik kapasiteye sahip ve kadınlar, aileler ile erkekler için ayrı binalardan oluşuyor. Merkez, özellikle Polonya’ya yapılacak sınır dışı işlemlerini hızlandırmayı hedefliyor. Almanya’nın ilk Dublin sınır dışı merkezi Hamburg’da kurulmuş ve idari süreçleri hızlandırmada bazı olumlu işaretler vermişti. Bremen’de de benzer bir merkez açıldı ve daha fazla merkezin kurulması planlanıyor.
Dublin süreci kapsamındaki sığınmacılar, Alman Sığınmacıların Faydaları Yasası çerçevesinde artık yalnızca iki hafta boyunca temel ayni destek alacak. Bu değişiklik, Almanya'ya düzensiz göçü caydırmayı amaçlıyor.
Dublin Sistemi İşlevini Yerine Getirebiliyor Mu?
Dublin Yönetmeliği, iltica başvurularının başvuru sahibinin ilk giriş yaptığı AB ülkesinde yapılmasını öngörüyor. Ancak sistemin etkin çalışmadığı sıkça dile getiriliyor. Almanya, 2024 yılında yaklaşık 75.000 Dublin transfer talebi yaptı, bunların 44.000’i kabul edilse de yalnızca 5.740 kişi sınır dışı edilebildi.
Brandenburg Merkez Yabancılar Otoritesi başkanı Olaf Jansen, sistemin önemli bir sorunu olarak "döner kapı vakalarına" dikkat çekiyor. Buna göre, sınır dışı edilen sığınmacıların yüzde 60 ila yüzde 70’i birkaç gün içinde Almanya’ya geri dönüyor ve süreç baştan başlıyor.
Jansen, özellikle Federal Göç ve Mülteciler Ofisi’nin (BAMF) yavaş işlem sürelerini eleştirerek, sınır dışı edilen kişilerin vakalarının tekrar açılmadan derhal yeniden transfer edilmesi gerektiğini savunuyor.
Eisenhüttenstadt’taki merkezin Polonya’ya sınır dışı işlemlerine odaklanması planlanıyor. Almanya’dan transfer edilen Dublin vakalarının neredeyse tamamını kabul eden Polonya ile sınır dışı süreçlerinin iki hafta içinde tamamlanması hedefleniyor. Jansen, bu uygulamanın iyi işlediğini belirtiyor ancak genel olarak Dublin sisteminin daha kapsamlı bir reforma ihtiyacı olduğunu vurguluyor.
