Zahide KELEKLi Yazdi;CUMHURİYETİN ÖNEMİ VE CUMHURİYET KADINI

“Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.”  Mustafa Kemal Atatürk

CUMHURİYETİN ÖNEMİ VE CUMHURİYET KADINI

    “Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.”
        Mustafa Kemal Atatürk

Cumhuriyetin Anlam ve Önemi

 Bu yıl, 100. yıldönümü kutladığımız Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna giden yolun başlangıcında milletimizin "kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk Devleti” kurmak üzere "ya istiklâl ya ölüm” ilkesi ile başlattığı Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşımız yer almaktadır. Bu süreç içinde Erzurum ve Sivas Kongrelerini takiben 23 Nisan 1920'de, millî iradeye dayanan Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmış ve bütün dünyaya karşı, yayınladığı beyanname ile "egemenliğin kayıtsız şartsız Türk milletine ait olduğunu” ve "Büyük Millet Meclisi'nin üzerinde hiçbir makam bulunmadığını” ilân etmişti. Gerçi bu meclis ve bu meclisin içinden çıkan "Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti", yapısı ve işleyişi yönünden, aslında ismi konmamış bir cumhuriyet yönetiminden farksızdı. 

Ama Millî Mücadele'nin ve Kurtuluş Savaşı'nın zaferle bitişini ve Lozan Antlaşması'yla bağımsızlığımızın bütün devletlerce onayını takiben, artık devlet yönetiminin daha açık biçimde isim alması gerekiyordu. İşte 29 Ekim 1923 günü yapılan Anayasa değişikliği ile bu husus da yerine getirildi ve bu yıl 100. yıldönümünü kutladığımız Cumhuriyet ilân edildi.

Cumhuriyet, egemenliğin kaynağının millete ait olduğunu kabul eden devlet şekli demektir; dolayısıyla devletin temel organlarının seçimle iş başına geldiği bir yönetim biçimidir. Bu rejimde Devlet Başkanı olan Cumhurbaşkanı da milletçe veya milletin temsilcisi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilir. Cumhuriyet yönetimi bu niteliği ile şüphesiz ki demokrasinin en gelişmiş şekli, demokrasi prensibinin en iyi uygulanmasını temin eden bir siyasi rejimdir.

Cumhuriyet yönetiminin birinci özelliği, seçim esasına dayanan bir idare olmasıdır. Bu seçini de gerek seçme gerekse seçilme hakkı bakımından belli bir kişiye, belli bir zümreye, belli bir sınıfa ait değildir; bütünüyle millete aittir.

Cumhuriyet rejiminin ikinci bir özelliği, bu rejim her şeyden önce kişi, zümre ve sınıf yararını değil, kamu yararını ön planda tutan, kamu yararına dayanan bir yönetim şeklidir. Çünkü cumhuriyet rejimi, kuvvetini, dayanağını kişi, zümre ve sınıf hakimiyetinden değil, geniş halk kitlesinden, millet iradesinden almaktadır.

Cumhuriyet rejiminin, bütün vatandaşları kanun önünde eşit sayması, onlar arasında hiçbir ayrıcalık tanımaması, onların devlet yönetimine eşit olarak katılımını sağlaması, vatandaşların temel hak ve hürriyetlerini devlet teminatı altına alışı, millî birlik ve beraberliğimiz açısından da birleştirici, pekiştirici olmuş, millî sınırlarımız içinde hiçbir ayrıcalık yapmaksızın bütün vatandaşlarımızın paylaştığı, yararlandığı, bu nedenle korumaya ve yaşatmaya kararlı olduğu bir idare haline gelmiştir.  

İşte bize kazandırdığı bu değerler nedeniyle, lâik ve demokratik cumhuriyet rejimi, memleketimizin geleceği bakımından o derece önemlidir ki, Anayasamızda "Türkiye Cumhuriyeti'nin idare şeklinin Cumhuriyet olduğu” hükmünün değiştirilemeyeceği, değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği ayrı bir anayasa maddesiyle teminat altına alınmıştır.

Gençlerimiz ve her gelecek kuşak bilmelidir ki, bu vatanda kurduğumuz Cumhuriyet yönetimi, Atatürk 'ün önderliğinde çok büyük fedakârlıklarla kazanılan bir ölüm kalım savaşından sonra gerçekleştirilmiştir. Bu büyük başarının arkasında binlerce şehidin, binlerce gazinin harcı vardır. Bu bakımdan, kurulan bu büyük eserin her yönü ile gelişmesi, geliştirilmesi, doğabilecek her türlü tehlikeden titizlikle korunması, Cumhuriyet kuşaklarının Atatürk'e ve onun inkılâp arkadaşlarına borçlu olduğu kaçınılmaz bir görevdir. Cumhuriyet kuşakları, bu görevin bilinci içinde, kendilerine bırakılan emaneti daima koruyacaklar, Türkiye Cumhuriyeti'ni Büyük Önderin çizdiği yolda ebediyen yaşatacaklardır.

Cumhuriyet Kadını

Kurtuluş mücadelemiz için atılmış her adım, bugün bu topraklarda yaşamamızın tek ve asıl nedenidir. Ancak bir kadın olarak 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın yeri bende hep ayrı olmuştur. 100 yıl önce ilk defa ve o günün devamında, varlığımızdan bahsedilecek olan bir devrimin ilk günüdür, 29 Ekim!

Bugüne kadar benim kadın olarak yaşayabilmemin, kendi başımda ayakta durabilmemin, varım diyebilmemin tarihidir. Ben gibi tüm kadınların varlığıdır Cumhuriyet! Ve kolay elde edilip, bugünlere taşınmamıştır. Kadın olarak var olma mücadelesi bizim topraklarımızda, bugün o gıpta ile baktığımız medeniyetin beşiği olarak gördüğümüz ülkelerden daha önce başlamıştır. 

Nene Hatun’un torunları mekteplerden mesleklere sıçrayarak boy göstermeye başlamıştır.

Kurtuluş Savaşı devam ederken peşi sıra kadınların başarıları ülkede boy göstermeye başlamıştı. Babası cephede Atamızla savaşan Refet Angın bunlardan biriydi. İlk Türk Kadın öğretmen olarak tarihe geçmişti. Atatürk’ün isteği ve yönlendirmesi üzerine tarih öğretmeni olan Angın, çocuklara yaşadıkları tarihi anlatmaya başlamıştı.

Suat Berk, 21 yaşında ilk kadın Türk hakim olmuştu… Berk’in mesleğinin ilk yıllarında yaptığı açıklamada kadınlar için nelerin nasıl değişmeye başladığını şimdilerde bize özetliyor olmalı: “Ben zannederdim ki herkes mahkemeleri dinlemek için, işleri olanlar geliyor, meğerse hakim kadın olduğum için beni seyretmek için geliyorlarmış” Cumhuriyet ve Kadın Hakları deyince Süreyya Ağaoğlu’nu anmamak olmazdı!

Gerçek bir Cumhuriyet Kadını, Suat Berk gibi Osmanlı döneminden bu yana hukukçuluk mesleğini kendine meslek edinmiş ve kadınlar hakları konusunda Türkiye’nin ilk kadın avukatı olarak tüm kadınlığa hizmet etmiş gerçek bir savaşçıdır.

Sabiha Gökçen, Halide Edip, Safiye Ayla, Semiha Berksoy, Sadiye Hanım, Mevhibe İnönü, Afet İnan, Yıldız Moran…

Daha nice rol model kadın hem ülkemizin hem de kadın olarak varoluş mücadelesinin fitilini Cumhuriyet’in bize getirileri sayesinde ateşlemişlerdir ve o mücadele bugün kendi ayakları üstünde duran her kadının ilk nefesi niteliğindedir.

Cumhuriyet’e ve onun yetiştirdiği binlerce kadına sonsuz teşekkürler…
Bu ülkenin nice 100.yıl Cumhuriyet Bayramlarına!
Atamız Ulu Önder Atatürk ve silah arkadaşlarını sonsuz minnet ve saygı ile…

Kaynakça:
https://www.atam.gov.tr/wp-content/uploads/Utkan-KOCAT%C3%9CRK-Cumhuriyetin-Anlam%C4%B1-%C3%96nemi-ve-Milletimize-Kazand%C4%B1rd%C4%B1klar%C4%B1.pdf web sitesinde 16.10.2023 tarihinde erişildi.
https://ustunpatent.com/blog-post/bir-kadin-gozunden-cumhuriyet/ web sitesine 16.10.2023 tarihinde erişildi.