Elinin Değdiği Her Yeri Güzelleştiren Kadınlar
8 Mart Kadınların erkeklerle aynı şartlarda yaşamak için verdiği mücadelenin başladığı acı dolu bir gün...
8 Mart 1857 tarihinde New York'ta 40 bin kadın işçi; eşit işe eşit ücret, çalışma saatlerinin azaltılması ve doğum sonrası izin gibi çeşitli isteklerle greve başladı. Bu grev esnasında büyük bir yangın çıktı. Yangında fabrikaya kilitlenen 129 kadın işçi hayatını feci şekilde kaybetti..
Bu elim olaydan yıllar sonra 1975 yılında Birleşmiş Milletler bu günü, Dünya Kadınlar Günü olarak kabul etti.
Bu günün Kadınlar Günü olarak kabul edilmesinin nedeni ise Dünya barışı ve insan haklarının kullanılması için kadınların da kendilerini geliştirmelerine olanak sağlamasının gerekliliğiydi. Kadınların da erkeklerle eşit haklara sahip olmasının Dünya barışını güçlendireceği kabul edildi. Böylece 8 Mart, dünyada kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesinin kutlandığı ve taleplerinin dile getirildiği bir gün haline geldi.
Dünya Kadınlar Günü, yıllardır aynı sancılı süreçler için mücadele verilen bir gün olmaktan öteye geçemese de bu günün dayanışma ve beraberliği kadınların toplumdaki güçlü yerini bizlere bir kez daha hatırlatıyor.
Gün geçtikçe kırsalda, şehirde her alanda her sahada azimleri ve başarılarıyla kendinden söz ettiren birçok kadın duyuyoruz. Eşitlik kavramı da gittikçe yayılıyor. Fakat bu eşitlik aynı zamanda adillik kavramını sorgulatacak bir eşitlik. Çünkü kadınlar yalnız kariyerini değil evini de başarıyla yönetmeye çalışıyor. Bu durum da kadının çalıştığı süreçte aynı konumdaki bir erkekten daha fazla yıpranmasına neden oluyor. Öyle ki gün içindeki mesaisi bittikten sonra birçok kadın için tatili ve ek ücreti olmayan 2.bir mesai başlıyor. Yıpranma payları da düşünüldüğünde umarım önümüzdeki 8 Mart’ların gündem maddesi kadınlara çalışma hayatında biraz daha esneklik tanınması olur.
Kadınların hayatımızda ne kadar önemli ve değerli olduğunu hatırlatan bir gün olması vesilesi ile başta kıymetli eşim olmak üzere tüm kadınların kadınlar gününü kutlarım.