Almanya, Siyasi Dönüşümün Eşiğinde
Almanya’nın 2025 seçimleri, ülkenin siyaset sahnesinde beklenmedik bir dönüşümü işaret ediyor. Geleneksel siyasi aktörlerden biri olarak uzun yıllar ülkeyi yöneten CDU/CSU, Friedrich Merz liderliğinde %28,5–29 oy oranıyla en büyük güç konumuna yükseldi. Ancak en dikkat çekici gelişme, ultraderece Alternatif für Deutschland’ın (AfD) oy oranını neredeyse iki katına çıkararak %20 civarına ulaşması oldu. Bu dramatik artış, AfD’nin artık yalnızca marjinal bir güç olmadığını, aksine ülke siyasetinde ciddi bir aktör haline geldiğini gösteriyor.
Öte yandan, sosyal demokratlar (SPD) ve sol eğilimli partiler açısından oldukça buruk bir sonuç elde edildi. SPD, %16,4 oy oranı ile tarihinin en kötü seçim sonuçlarından birini verirken; Yeşiller ve Die Linke sırasıyla %11,6 ve %8,8 oy alarak beklenen desteği sağlayamadılar. FDP ise %5 eşiğinin altında kalarak parlamentodan tamamen elendi. Bu sonuçlar, oy verme oranının %82,5 ile birleşmenin ardından geleneksel dengelerin yer değiştirdiğini ortaya koyuyor.
Siyasi dönüşümün en büyük çıkmazlarından biri, yeni hükümetin koalisyon yapısı konusundaki belirsizlik. Friedrich Merz, AfD ile hiçbir şekilde iş birliği yapmayı kesinlikle reddederken, CDU/CSU ile SPD arasında da geçmişte uzun süre süregelen “büyük koalisyon” modelinin geleceği sorgulanıyor. Alternatif bir senaryoda, alışılmadık bir “Kenia koalisyonu” – yani CDU/CSU, SPD ve Yeşillerin ortak hükümeti – gündeme gelebilir. Küçük partilerin, özellikle de BSW gibi sınırda olan oluşumların parlamentoya girip girmeyeceği, koalisyon görüşmelerinin sonucunu belirleyecek kilit unsur olarak öne çıkıyor.
Bunun yanında, Almanya seçimlerinde seçilen Türk milletvekilleri de ülkenin siyaset yapısında önemli bir temsilin göstergesi olarak dikkat çekiyor. Almanya’da yaşayan geniş Türk topluluğu, siyasi arenada daha güçlü bir ses sahibi olurken, seçilen bu milletvekilleri; entegrasyon, toplumsal uyum ve çok kültürlülük konularında politikaların şekillenmesinde kilit rol oynayacak. Türk kökenli temsilcilerin parlamentoda yer alması, ülkenin demokratik çeşitliliğini artırarak, daha kapsayıcı ve temsil edici bir siyaset anlayışının yerleşmesine katkıda bulunması açısından büyük önem taşıyor.
Ekonomik durgunluk, artan göç sorunları ve uluslararası arenadaki belirsizlikler – Ukrayna krizi, ABD’deki gelişmeler gibi – yeni hükümetin çözmek zorunda kalacağı başlıca meseleler arasında yer alıyor. Merz’in liderliğinde kurulacak hükümetin, hem iç politikanın istikrarını sağlaması hem de Almanya’nın Avrupa’daki rolünü yeniden tanımlaması gerekecek. Seçim sonrası koalisyon görüşmelerinin günler, hatta haftalar sürebileceği öngörülürken, Almanya’nın siyasi dengeleri yeniden kurulmaya çalışılıyor.
Sonuç olarak, 2025 seçimleri Almanya’nın siyasetinde köklü bir dönüşümü işaret ediyor. Ülke, geleneksel siyasi yapıların sarsıldığı, yeni güç dengelerinin ortaya çıktığı ve uzun koalisyon müzakerelerinin başlayacağı belirsiz bir döneme adım atıyor. Bu süreçte, hem ulusal hem de Avrupa düzeyinde güçlü, istikrarlı ve yenilikçi bir liderlik gösterilmesi, ülkenin geleceği açısından elzem hale geliyor.