SÜRÜNGEN BEYİN

             

                                  SÜRÜNGEN BEYİN

      İnsanda istemli veya istemsiz tüm davranışlardan sorumlu olan beynin ağırlığı vücudun %2’si kadardır. Buna karşın tüm vücut enerjisinin %20’sini tüketir. Yüzyıllar boyunca insanlar hayatta kalmak için çok şey öğrendi. Hatta bu öğrendikleri genlerine işledi. Böylece, ilkel beyin ya da diğer adıyla sürüngen beyin pek çok temel faaliyeti insanlar için refleksler düzeyinde otomatik olarak yürütür hale geldi. (Morin, 2011; Lieberman, 2000; Maclean, 1990)

       Duymamış olmak, duymuş olmak kadar iyi değildir; duymuş olmak, görmüş olmak kadar iyi değildir; görmüş olmak bilmek kadar iyi değildir; bilmek uygulamaya koymak kadar iyi değildir. Bu sözün ilk kaynağı Konfüçyüsçü filozof olan Xun Kuang ‘ın felsefesi yazılarının yer aldığı “The Complete Text” adıyla basılan eserde sözün anlamı detaylandırılmıştır. Sonradan Amerika’nın kurucu babalarından ve bilim insanı, yazar politikacı mucit devlet adamı Benjamin Franklin bu sözü şöyle ifade ettiği biliniyor.  Bizler eğitimde bu sözü şu şöyle kullanırız:  “Duyarsam unuturum, görürsem hatırlarım, yaparsam öğrenirim”   

      İnsan doğası gereği hayatta kalmaya programlanmış bir canlıdır. Vücudumuzdaki sistemleri oluşturan en küçük canlı birimi hücredir. Sinir hücresine nöron denir. Nöronların diğer hücrelerden farkı aktarımı yapmalarıdır. Yani her hücreyle bağlantı kurabilir. Bu yüzden İnsan zekâsını, algısını ve bilincini oluşturan temel yapı nöronlardır. En bilinen örneklerden biri ise esneme. Karşınızda biri şöyle gerile gerile esnediğinde sizde de bir esneme olur. Mutlu bir insanın da, mutsuz bir insanın da enerjisi size geçer. Depremde zarar gören insanların durumları sizin de içinizi acıtır. Bu durumlar, nöronların bilgi aktarımından bize   “ -Onların dilinden konuşuyor muyuz ?“ sorusunu sorduruyor. İnsan beyni 3 kısma ayrılır. Yeni beyin, orta beyin ve sürüngen beyin (eski beyin). Yeni beyin rasyonel düşüncelerle, orta beyin duygu ve altıncı hislerle ilgilenirken, sürüngen beyin son kararı verme görevini üstlenir. Yani bir bakıma sürüngen beyin, beynimizin patronudur.

  Sürüngen beyin dört şeye odaklıdır.   Kendini koru, ye, çiftleş ve kaç 

·       Bu yüzden rasyonel değildir. Mantıkla değil içgüdüsel davranır. “Kim milyoner olmak ister?” yarışmalarında yarışmacıyı kontrol eden de aslında sürüngen beyindir.

·       Somut ve net şeylerle ve ilgilenir karmaşıklığı sevmez. Bu yüzden analitik düşünceye çoğu zaman engeldir.

·       Sadece menfaati olan şeylerle ilgilenir. Bencildir.

·       Görsel kanıtları sever, sözcüklerden çok etkilenmez. Zaten iyi bir pazarlamacıysanız sözcüklerin etkisi sadece %7 vücut dilinizin etkisi %55 iken sesinizin etkisi %38 ‘dir.

·       Zıtlıklar, ayrımsallıklar dikkatini çeker. Bu sayede daha hızlı karar verir. Onları pazarlama amacında kullanır.

·       Yargılamayı ve etiketlemeyi çabuk yapar, kararı zor değişir.

·       Tekrarlara duyarlıdır. Dikkat çekmek istediğiniz cümleleri 1’den fazla kez tekrar ettiğiniz zaman sürüngen beyin yalnızca diğerlerinden daha önemli olduğunu düşünür, dikkatini oraya verir.

·       Kendisi gibi davranan ve kendisine benzeyen kişilere daha açıktır.

·       Hikâyelere karşı çok duyarlıdır. Bunun sebebi somut ve gerçek şeylere olan ilgisidir.

·       Yalnızca duygular tarafından harekete geçer. Sevinç, şaşkınlık aidiyet vb. duyguları harekete geçirmek gibi…

Tarihte kendinin ve toplumun sürüngen beynini kullanarak insanlığa büyük zarar vermiş birçok çılgın diktatörler (Adolf Hitler ) çıktığı gibi toplumu yeni beyinlerini kullanma becerilerini artıran büyük devlet adamları da çıkmıştır.(Atatürk, Gandi, Mandela gibi…)

Kültürler değişmesine rağmen sürüngen beynin özellikleri istisnalar hariç değişmez. Bizi yönetenlerin hangi beynimizi etkinleştirdiğini ve ilkel beynimizi ele geçirdiğini anlamamız için yeni beyin ile düşünmeyi öğrenmeliyiz.

Kaynakça: Nöron Marketing Kitabı https://tusbeyinli.com/2016/01/surungen-beyin-nedir-ozellikleri-nelerdir.html