MANİPÜLASYON!

Taner İşeri Yazdı; Manipülasyon...

Dilimize son dönemlerde yerleşmiş ve günümüz iletişiminde çok kullanılan bir kelime üzerinden kısa bir yazı kaleme almak istedim siz Avrupa Haberler okuyucuları için.  

“Manipülasyon” Birçok insanın kimi zaman ailesinde, kimi zaman sosyal çevresinde ama özellikle iş hayatında çok sık yaşadığı fakat çözüm bulamadığı bir sorun. Bu sorunu yazmadan önce haydi biraz çocukluğumuza inelim.

   Çocuk ile anne arasında hamilelikten başlayarak kurulan güvenli bağlanma, çocuğun hayata daha önde ve güçlü başlamasına olanak vermektedir. Güvenli bağlanmanın etkisi ile büyüyen çocuğun öz değer algısı bu durumla paralellik gösterir. Öz değer algısının pozitif yönde ve yeterli seviyede olması okul hayatı ile sosyal hayatın daha öz güvenli geçmesini sağlarken  zor süreçlerin de daha kolay atlatılmasına yardımcı olur. Bu süreçler geçilip de iş hayatına girildiğinde ise birçok şey tersine döner çoğu zaman. O zamana kadar bütün badirelere direnen öz değer algımız ve öz güvenimiz iş yaşamında yerle bir edilir. Mesleğinizi elinize aldığınız an  ( şanslıysanız eğer) eğitimini aldığınız sektörle bağlantılı bir iş yerinde çalışmaya başlarsınız. Başınıza bir müdür, bir şef veya bir sorumlu verirler. Geçmişten beri orada çalışan, alanına oldukça hâkim olan bu kişiler maalesef yeniliğe ve gelişime kapalıdır. Yıllardır süregelen olağan akışın devam etmesi, onlar için çok kıymetlidir. Oluşturdukları konfor alanının (olumlu dahi olsa) bir miktar bile değişeceği düşüncesi, onları gerginleştirir. Sorgulayan, yeniliğe açık,  kurum içi işleyişteki sorunlara yaratıcı çözümler getiren, bulunduğu alana katkı sağlamak için çabalayan bir kişi olarak, uzunca bir süre direnirsiniz. Kısacası, işe yaramak için insanüstü bir çaba sarf edersiniz ama sonuç hep hüsran olur. İlk önce anlatmak konusunda yetersiz kaldığınızı düşünüp kendinizi sorgularsınız. Daha sonra öneriler getirmek üzere konuştuğunuz üstlerinizin yoğun olduğunu ve ilgilenemediklerini düşünürsünüz. Bir yerden sonra anlamadıklarını, anlamak istemediklerini, en son ve en acı olan ise umursamadıkları gerçeğiyle yüzleşirsiniz. İşte tüm bu süreçler hem büyük bir zaman kaybına, hem de bir öz güven kaybına neden olur. İşe yaramak istemeniz sosyal anlamda bir cezalandırılmayı da beraberinde getirir çoğu zaman. İfade güçlüğü, anksiyete, iş yapmada isteksizlik, değersizlik ve odaklanma problemleri yaşamaya başlarsınız. Sonra bütün bunları anlamlandıramadığınız için profesyonel destek almaya karar verirsiniz. Eğer bu kadar kişi sizi anlamıyorsa sorunun kaynağının da kendiniz olduğunu düşünürsünüz ki bu çok normal. Sonra sınırlı bütçenizle gittiğiniz psikiyatr size teşhisi koyar, “Psikolojik Manipülasyon”. Sonra devam eder. “Manipülasyon yetersiz, aldatıcı ve hatta taciz edici stratejiler yoluyla başkalarının algısını veya davranışlarını değiştirmeyi amaçlayan psikolojik ve sosyal bir etki türüdür,  siz buna maruz kalmışsınız.” Konunun uzmanı bilimsel bir açıklama ile sizi rahatlatır ama bu yetmeyeceğinden iki de ilaç yazar. Biri sakinleşmeniz biri ise rahat uyumanız için. Elinizde iki ilaç, yüreğinizde anlamsız bir rahatlama ve beyninizdeki değersizlik hissi ile işyerinize doğru ama işe yaramamak için yola koyulursunuz.