Kadına yönelik şiddet tanımı şiddetin çeşitleri ve döngüsü..
Bireylerin doğuştan sahip olduğu biyolojik fizyolojik ve genetik özellik cinsiyet olarak tanımlanır. Ancak oğlan ve kız olarak doğmak toplumda bize verilen rolleri sorumlulukları ve bizden beklenen davranışları farklılaştırır. Erken yaşlardan itibaren kadınların ve erkeklerin nasıl davranması ve davranmaması gerektiği, bizlere yüklenen roller ve sorumluluklar içine doğduğumuz toplumdan öğrenmeye başlarız. Bu farklılıklar bizlere kadın ve erkek olmayı öğretir. Toplumsal cinsiyet kavramı toplumun kadınlara verdikleri yüklediği bu fark rol görev ve sorumlulukları ifade eder.
Toplumsal cinsiyet rolleri ise toplumda kadına ve erkekliklenen farklı duygu düşünce ve davranış kanıtlarını tarif eder .Toplumların gelişmişlik düzeyinde birlikte farklı dinler farklı kültürler farkı toplumsal sınıflar ve farklı tarihsel verenlerde toplumsal cinsiyet rolleri değişebilir.
Her toplumda var olan toplum sadece cinsiyet rollerinin doğuştan geldiği Bu nedenle değişmez oldukları düşüncesi ise cinsiyetler arasında bu rollerden doğan eştsizlikleri sorgulanmadan kabul etmesine neden olur. Kadına yönelik şiddet toplumda cinsiyet eşitsizliğinden doğan ve kadınların toplumdaki ikincil konularına Dayanarak kadınlara Uygulanan her türlü şiddet eylemi ve tehdidi olarak tanımlanabilir ve kadına yönelik şiddet bize fiziksel ,cinsel ,psikolojik ve ekonomik zarar veya acı veren her türlü eylem olarak karşımıza çıkar,
Neler şiddetin göstergesi diye baktığımızda ;zarar vermekle tehdit edilmesinde, bir şeyleri yapmaya zorlanmamız da ya da yapmak istediğimiz bir şeyi yapmamamız da, ya da biz engel konulması da bir yere kapatılmamız da şiddete dair göstergelerdir. Ve kadın olduğumuz için başımıza gelir Biz başımıza gelen yaptığımız ya da yapmadığımız Her ne olursa olsun bize zarar veren bu tür eylemlere kadına yönelik şiddet olarak tanımını yapabiliriz,
Şiddetin başımıza geldiğini tanımlamasını ilk nedeni ilk şartı bunu şiddet olduğunun farkına varmaktır. Şiddetin tanımlamalarını yaparken Başımıza Gelen şiddetin kabule gecip tanımlanması gerekiyor Bunlar ;
1) Psikolojik şiddet,
2)Fiziksel şiddet;
3) Cinsel şiddet;
4) Ekonomik şiddet;
5)Tek taraflı istikrarlı takip;
6) Kadın ticareti,
7) Flört şiddeti;
8) Dijital şiddet;
9) Mobing;
Kadına yönelik şiddetin döngüsü vardır.Bunlar;
1 )Aşama gerginlik evresidir. Bu evrede erkek çeşitli sebeplerle gerilim yaratır kıskançlık ve davranış engellemesi yaratır tartışma çıkarır. En küçük konularda dahi kavgaya dönüştürür.Kadını kontrol altına almaya çalışır. Kadın kontrol edebileceğini düşünür bu olayı ve gerginliği azaltmaya çalışır ancak gerginlik gittikçe artar:
2) İkinci aşama şiddet evresidir. Burada fiziksel veya cinsel şiddetin görüldüğü aşamadı.r Erkek fiziksel veya cinsel şiddet uygular hemen arkasından bahaneler bulur uyguladığı şiddetle hep başkalarına hatta kadını suçlar kadın şiddetten kendini korumaya erkeği sakinleştirmeye çalıştığı bir evredir; ancak mümkün değildir ve kadın kendisi ve varsa çocukları için en az zararla bu durumu geçiştirmeye çalışır.
3) Üçüncü aşama ise uzlaşma ,ya da balayı aşaması dediğimiz durumdur. Erkek özür diler yaptıklarını telafi etmeye çalışır; hediyeler alır gerilim azalır. Erkek bir daha asla yapmayacağına dair sözler verir. Ancak bu aşama uzun sürmez yine aynı döngüyü çalıştırılır. Şiddetin uzun yıllar devam ettiği ilişkilerde üçüncü aşamanın artık yaşanmadığı barışma uzlaşma evresi birçok olayda gerçekleşmez..
Kişinin kendine yaptığı Öz şiddeti de ele almak gerekir. Ve çok kez şiddetten şikayet etsek de en büyük şiddeti kendimize kendimizi merkezimize almamamıza ve kendimize özşefkatimizi bilmememiz doğrultusunda fedakarlıklar yapmamız nedeniyle kendimize uygularız. Ve evde aile bireylerine arkadaşlarımıza ,küserek ,yok sayarak ve sürekli onları eleştirerek aslında farkında olmadan şiddetin uygulayıcı tarafı olabiliriz. Mesela eşimizi yani bir kadını bir başka kadına kıyaslamak da şiddettir. Başka erkeklerle konuştuğumuzda öfkelenmek Sadakatsiz olduğumuzu konusunda şüpheli davranarak bizi eleştiren eşimiz aslında bize şiddet uygular.Bizi kendi ailesiyle oturmaya zorlamak, aile konutunu birlikte seçmemek ,kazanılan parayı birlikte harcamamak, yalnızken ve başkalarının yanında bağırmak hakaret etmek de şiddetin tanımına girer. Hatta cinsel organımıza zarar vermek kadın bedenini ve cinselliği aşağılayacak şekilde konuşmak, cinsel özelliklerimiz bakımından bizi başka kadınlarla kıyaslamak da aslında bir şiddettir. Erken yaşta zorla evlendirilmek istemediğimiz halde istemediğimiz yerde isteemediğimiz zamanında bizi cinsel ilişkiye zorlayan eşimiz de aslında bize şiddet uygular . Örneğin çalışmamıza engel olmak para vermemek, kısıtlı para vermek, aileye gelen ekonomik konularda bize bilgi vermemek ya da kriterlerin belirlememizde bizim fikir sahibi olmamamız , tek başına bu konuyla ilgili hakimiyet kurması ve karar vermesi, iş yerine gelip olay yaratmak ve işten atılmamıza neden olmak, zorla borç aldırmak ,Kredi çektirmek,kefil yapmak ,ortak edilmiş mallara zarar vermek aile konutunu hakkında fikrimizi onayınız olmadan tek başına satmak kiralamak pes etmek gibi davranışlarda aslında seni her şiddettir.
Bu nedenle evimizin ta içine hatta kendimize karşı uyguladığımız bariyerlerde şiddetin aslında başkasının bize uyguladığı değil çok kez kendi kendimize uyguladığımız bir olgu olduğunu dikkat çekmek isterim.
Öz değerlerimize öz şefkatinize dikkat edip , fedakarca yaşamadan sağlıklı İlişkiler kurmak kimseye kendimizi feda etmeden sevgiyi satın almadan merkezine kendimizi koymamız gerekiyor ve bunun için de gerekli psikolojik destekler almak eğitimler almak ve bunu davranışa değiştirip içselleştirmek gerekir.
Umarım kadına hayvana insana doğaya yapılan her şiddetin her türlüsünün sona ermesi ama içimizdeki çocuğa sarılıp Öz şefkatin canlandırılması gerektiği kanısındayım sevgilerimle….
Uzm Psk.-Sosyolog -Aile danışmanı- Cinsel terapist Emine Çiçek