Cumhurbaşkanı, ABD iç politikalarının yanı sıra dış politikada yaşanan değişimlere de dikkat çekti.
Steinmeier'den LGBTQ+ Hakları İçin Sert Uyarı
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Berlin’de düzenlenen ve LSVD+ örgütünün 35. kuruluş yıl dönümünü anan etkinlikte yaptığı konuşmada, ABD’de LGBTQ+ topluluğuna yönelik geriye dönük adımlara dikkat çekti. “ABD'de kendini atamış bir elit saati geri çevirmek istiyor” diyen Steinmeier, eşitlik mücadelesinde kazanımların tehdit altında olduğunu belirtti.
Steinmeier, ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetimini hedef alarak, “yalnızca iki cinsiyetin tanınması, trans bireylerin ordudan dışlanması ve çeşitlilik programlarının kaldırılması” gibi uygulamalara karşı ABD'deki kurumların yeterince dirayet göstermediğini söyledi. Bu durumun, yalnızca ABD'yi değil, transatlantik değerleri de etkilediğini vurguladı.
Almanya'da LGBTQ+ Topluluğuna Yönelik Tehditler
Konuşmasında Almanya’daki duruma da değinen Steinmeier, LGBTQ+ bireylerin hâlâ günlük hayatta ayrımcılığa ve saldırılara maruz kaldığını ifade etti. Neo-Nazi grupların Christopher Street Day yürüyüşlerine yönelik tehditlerine ve artan nefret suçlarına dikkat çeken Cumhurbaşkanı, “Bu saldırıları omuz silkerek kabul edemeyiz” diyerek toplumu anayasal değerlere sahip çıkmaya çağırdı.
Aynı gün içinde Vestfalya Barış Konferansı’nda da konuşan Steinmeier, Avrupa'nın artık kendi güvenliği için daha fazla sorumluluk alması gerektiğini dile getirdi. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve ABD'deki transatlantik iş birliğine dair belirsizliklerin, Avrupa'nın savunma politikasında kırılmalara yol açtığını ifade etti.
"Modern Amerika'nın Açıkça Kınanması"
Frankfurter Allgemeine Zeitung, Cumhurbaşkanı'nın sözlerini “modern Amerika’nın açıkça kınanması” olarak yorumladı. Steinmeier, Trump dönemindeki politikaların, Batı değerler topluluğunu sarstığını söyledi. NATO’nun önemine vurgu yaparken, Avrupa’da daha güçlü bir Alman ordusuna ve kamu hizmetine dayalı yeni bir vatandaşlık anlayışına ihtiyaç olduğunu belirtti.
Konuşmasının sonunda Steinmeier, Avrupa’nın ve Almanya’nın dış politikada daha aktif rol üstlenmesi gerektiğini söyledi. “Gizlenmek ve sessiz kalmak, çağımızın krizlerine bir cevap değil,” diyerek, pasif bir dış politika anlayışının artık geçerli olmadığını vurguladı.
